Değerli dostlar, 29 Eylül Çarşamba günü kendi gününde ve saatinde Hej İnisiyatif Hej İnfomedia olarak mesleki tanıtım seminerlerimizden bir tanesiyle daha karşınızdaydık. Spesifik bir konuda, test mühendisliği üzerine konuştuk. Bu alanda çalışma hayatına atılan bir kardeşimizin, Tarık Korucu beyefendinin tecrübelerini dinledik. Sürece başlama düşüncesini, bu alanda aldığı eğitimi ve iş prosedürlerini bizlerle paylaştı.
“Tarık Korucu 26 yaşında, 8 aydır mühendislik yapıyor ve test mühendisliği ile bir buçuk yıl önce tanıştım. İsveç’te büyük bir şirkette test mühendisi (tester) olarak çalışıyorum. Türkiye’de Konya Selçuk Üniversitesi’nde işletme okurken Türkiye’de yaşanan süreçten dolayı İsveç’e geldim. Daha sonrasında 3 yıllık dil öğrenme sürecinde İngilizce ve İsveççe’yi öğrendim. Çok iyi bir şirkette, iyi bir konumda çalışıyorum. Yapay zeka üreten, insanların çalışma koşullarını verimli hale getirecek bir proje üzerinde çalışan, Avrupa ve İsveç’te en hızlı büyüyen Wing adlı şirkette fast sözleşmeli olarak çalışıyorum. Bu konuma gece gündüz çalışarak, inancımı ve motivasyonumu kaybettirecek bir sürü engele karşı gece gündüz çalışarak, emek vererek 8 ayda geldim.
Test mühendisliği nedir?
Sizin sorumluluğunuz şirketteki en büyük sorumluluk. Siz şirketin ürettiği projenin o ürünün kalitesinden sorumlusunuz. Test mühendisliğinde 56 farklı konum var. Bunların hepsinin ortak noktası, siz şirketin bir kalite kontrol memurusunuz ve şirket size güveniyor ve diyor ki benim bu projemi sen kontrol et. Bizim yaptığımız hataları bul, developer’ın yaptığı hataları bul. Çünkü developer benden daha çok tecrübeli, bilgili birisi olabilir ama kendi yaptığı işin hatasını bulmakta zorlanabilir. Terzi kendi söküğünü dikemez. Burada ben ikinci bir gözüm ve benim en büyük sorumluluğum müşteri gibi davranarak kalite kontrol etmek. Yani bir kullanıcı bilgisayarı eline alıp bu siteyi açtığı zaman neler yapabilir? Ben maksimum senaryoları iyi ve kötü tüm uçtaki senaryoları deneyip bunların raporlarını oluşturup bunları dökümanlaştırıp, bunlar hakkında şirkete feedback (geri dönüt) veren kişiyim. Test mühendisi, üniversite okumuş insanların küçümsediği bir alan olmasına rağmen, çalıştığım şirkette çok önemli bir konum ve takımın birçok karar alma mekanizmasının içinde bulunan ve buna direk etki edebilen bir nokta konum. Şuan piyasada olan kursların aslında size öğrettiği şeyler kod yazmak. İki tane tester alanı var: manuel tester ve otomasyon tester. Manuel tester; normal bir kullanıcının bilgisayarını kullanırken girip tekrar ettiği şeyleri yapan ve bunları raporlayan insan. Otomasyon tester ile manuel tester’ı birleştirdiğimiz zaman piyasada çok değerli biri oluyorsunuz. Çünkü ikisini de yapan insan yani her anlamda onlar için biri için işe alıp iki iş yaptırmak oluyor ki; bende şuan şirkette bu şekilde çalışıyorum. Otomasyon tester kod yazarak otomatik olarak test etmek. Mesela Facebook’a kayıt olurken giriyorsunuz, isminizi yazıyorsunuz. Bu işi insan eliyle her gün yapsanız bu sizin her gün 3 dakikanızı alacakken, bunu bir kod yazarak yaptığı zaman bu sizin her gün 10 saniyenizi alıyor ve kod size raporunu veriyor. Ondan dolayı şu an dünyada ve İsveç’te otomasyon yani kod yazabilen tester ihtiyacı giderek artıyor. Yeterli özveri ve emek veren herkesin de bunun karşılığı çok net alacağını düşünüyorum.
Tarık Korucu nasıl test mühendisi oldu?
Uzun soluklu bir çalışmaya başladım, bu noktaya kolay gelmedim. Çünkü 8 aylık 1 eğitim aldım. 8 ay dediğim gibi kısa geliyor ama çok yoğun ve hızlandırılmış bir kurs, günde 4 saat video eğitimleri aldım. Sonrasında en az bir-iki saat kendim çalıştım. Bana insanlar bunu ben yapabilir miyim, diye sorduğu zaman, günde dört-beş saatini ayırırım diyorsa bunu yapman için hiçbir sebep yok, diyorum. Bunu yapan insanlar dahi ve mükemmel bir insan değil. Bu çok rahat öğrenebilecek ve insanların kendini geliştirebileceği bir alan.
Cybertech isminde bir kursa gittim. Bu konuda memnun kaldığım bir kurs. Kurs 8 ay ama bu süre çok hızlı geçiyor. Kursta sizi değerlendirmeye tabi tutacak sınav yapılmıyor. Siz çaba gösterir ve kendinizi geliştirirseniz 8 ayın sonunda başarılı olursunuz. Yoksa 8 ay bittikten sonra geriye dönüp baktığınız zaman hiçbir şey öğrenmemiş de olabilirsiniz. Ondan dolayı kesinlikle çok vakit ayırmanız gerekiyor.
Bu kursa ilk başladığımda,yapabilir miyim, düşüncesiyle başladım. İlk aylar çok zorlandım. Ben başladığım zaman dil seviyem A2 seviyesindeydi. Çok iyi bir İngilizcem yoktu yani. 8 ay boyunca günde 5 saat oturup İngilizce dinleyin. Sekiz ayın sonunda İngilizce öğrenmiş olursunuz büyük ihtimalle. Ama sekiz ay boyunca her gün beş-altı saatinizi ayıracağınız tüm çalışmalarınız İngilizce olmalı.
Kurs boyunca hocalar İngilizce ders anlatacak ve grubunuzla iletişiminiz İngilizce olacak. Yani İngilizcenizi geliştirmek için çok fırsatınız olacak. Ben anlıyorum ama konuşamıyorum, diyen herkesin denemesini tavsiye ediyorum. Ben başladığım zaman ingilizcem çok iyi değildi. Durdurarak ve sözlük kullanarak devam ediyordum. Ama 1 aydan sonra tüm terimlere alıştım ve çok hızlı bir şekilde ilerlemeye başladım. Günde çok fazla vakit ayırıyordum ve bu beni çok öne atmaya başlamıştı. Belli bir zaman sonra grubumdaki insanlara konu anlatmaya başlamıştım. Bir soru sorulduğu zaman konuşmaya çalışıyordum. 8 ay boyunca sürekli çalıştığımı söyleyemem. Bunaldığım, hattabir hafta bilgisayarı bıraktığım bile oldu. Ancak çalışmam gerekiyordu ve tekrar başlıyordum. Kurs bittikten sonra staj imkanı buldum. İsveç’te piyasaya girmek yani bir şirkette çalışmaya başlamak çok önemli. Staj yapmış olsanız bile, İsveçli bir şirketin referansının olması, İsveç’te başka bir şirkette çalışmanız için çok önemli.
Bir kursa başlayacaksanız, staj proğramı olan kursları seçmenizi tavsiye ederim. Staj proğramının bitiminde yüzde 80 iş veriyorlarsa, yani staja girdiğiniz şirket 4 ay sonra size iş teklif edebiliyorsa değerlendirmelisiniz. Benim öz abim Göteborg’da staj yaptı. Şirketten şuan fast (süresiz) sözleşme aldı. Staj, kendinize çok şeyler katabileceğiniz, piyasayı göreceğiniz, çalışma şekillerini inceleyebileceğiniz çok güzel bir fırsat. 4 ay staj süresince çalıştığım şirket, Pakistan merkezli bir şirketti. Orada kalmak istiyordum, çünkü marketten korkuyordum ama şirket benim maaşımı karşılayamayacağını söyledi. 2 ay daha stajımı uzatacaklarını söylediler. Benim markete çıkmam gerekti. Markette insanların nasıl iş bulabilirim, nasıl yapabilirim diye korkusu var. Ama ben şunu kesinlikle söylemeliyim, korkmayın. Çünkü, ben markete çıkıp Linked in vb. iş ilanları üzerinden iş başvurusu yaptığım zaman, iki hafta içinde on ya da onbeş tane şirket başvuruma cevap verdi. Yedi-sekiz tanesiyle hızlı bir mülakat (interwiew) yaptık ve iki tane büyük şirket iki hafta içinde bana teklifte bulundu. Yani İsveç marketinde çok fazla kaliteli çalışan Tester ihtiyacı var. Çünkü üniversiteden mezun olan insanlar genellikle Developer olmayı tercih ediyor. Biraz daha yüksek maaş ve 5 yıllık eğitimden aldığı bilgiyi orada kullanmak istiyor. Test kısmında daha çok mesleki kurslardan mezun olmuş insanlar çalışıyor. Ondan dolayı tester için şirketler daha kaliteli, kendini geliştirmiş insanlar arıyor. IT sektöründe aranan en önemli özellik, insanın kendisini sürekli geliştirmesi. Yerinde sayan, kendini geliştiremeyen büyük ihtimalle 2 yıl sonra işten kovulur ve bir daha hiç iş bulamayabilir. Çünkü sektör değişiyor, teknoloji değişiyor, her şey değişiyor ve sizin kendinizi bu konuda geliştirmeniz gerekiyor. Ben staj yaparken Java programlama diliyle farklı programlar kullanıyordum. Şuan başladığım şirkette Javascript öğrendim ve sahip reste başka firmware kullanıyor. Yani bu başladığın şirketteki ihtiyaç her an değişebilir. Bu sayfa istediğim program da son 2 yıldır çok popüler olan 1 şey ve yavaş şirketler buna dönüyor. Bunu öğrenmek zorundasınız. Ben iş aramaya başladığım zaman çok şaşırdım. Çünkü marketin çok hareketli ve kaliteli insana çok fazla ihtiyacın olduğunu gördüm. kendine güvenen, vakit ayırabileceği söyleyen herkesin denemesi gerektiğini düşünüyorum.
Bilgisayarı çok az bilen ve sayısal konularda zorlanan bir kişi IT sektöründe çalışabilir mi?
Bu çok sorulan güzel bir soru. Çalışabilir. Kodlamanın algoritmaları olduğu için, bu işte analitik düşünme var ama ya matematikle alakası yok. Analitik düşünme, problem çözme, daha hızlı aksiyon alabilme matematikle gelişen ve matematiği iyi olan insanlarda daha yaygın. Matematikte ben de iyi değilim ancak, kendimi hızlı bir problem çözücü olarak tanımlayabilirim. Ben ve abim matematik konusunda çok parlak bir geçmişi olan insanlar değiliz ama, üzerinde çalışıp arayı kapatmakta zorlanmadık.
Burada anahtar kelime başarıya inanmak ve bunun için çaba sarf etmek.
Avrupa’da Linked in hesapları çok yaygın. Kendimize Linked in hesabı oluşturmamız lazım. Network yani sosyal ilişkiler çok önemli. İsveç’te bir insanın size referans olması, sizin işe girmenizde çok etkili. bizim şirkette bir konum açıldığı zaman iki hafta öncesinde bizim aramızda paylaşılıyor. Öncelik, bizim şirketimizin çalışanlarının önereceği insanları alacağız, deniyor. Biz birilerini önerirsek, o kişilere öncelik veriyorlar. Mesela, dil geliştirmek için gittiğimiz programlar var. Dostluk oyunu gibi dilimizi geliştirmek için gittiğimiz bazı programlar var. Mesleğe yönelik programlarda IT alanında insanlarla tanışıp networkünüzü geliştirebilirsiniz. İsveççe’yi geliştirmek için görüşmeler yapıp, sonra görüştüğü insanın vesile olmasıyla iş bulan test mühendisi arkadaşım var. Ondan dolayı İsveç’te network çok önemli. Buna kesinlikle iş arama sürecinde iyi vakit ayırmanız gerekiyor.
En önemlisi kendinizi çok iyi açıklamamız ve iş arama sürecinde gittiğiniz şirketlerde özgüvenli olmanız gerekiyor. Çünkü, iş başvurusuna gittiğiniz şirketler, sosyal özellikleri, gelişmiş ve teknik anlamda iyi insanlar arıyor.
